Tüm Fenerbahçeliler - Formasından Çeken Değil, Yelkenlerine Rüzgar Dolduran Taraftar
O muazzam an geldi.
25 Şubat 2019 Pazartesi gecesi İstanbul'un Dolmabahçe semti, bir saat arayla dönüşümlü olarak, kimi için buz gibi kimi için sımsıcak bir atmosfere sahne oldu. Beşiktaş, ilk 45 dakika sonunda, ikisini ilk 25 dakikada bulduğu üç golle soyunma odasına giderken, bu durum Fenerbahçe'nin genel tarihine aykırı, bu senekine durumu için olası ve gelecek için umut vadedici idi.
Umut vadedici idi çünkü artık kavga etme lüksümüz yoktu. Herkesin Fenerbahçe'si aşağılanıyordu; Ali Koç'un, Alex'in, Aykut Kocaman'ın, Aziz Yıldırım'ın, Ersun Yanal'ın, Volkan Demirel'in, Mehmet Topal'ın, herkesin...Bu ayrımı aslında biz yapmamıştık ama sonuçlarının buraya varacağını bilmeden bir girdaba kapılıp buraya kadar sürüklenmiştik.
Spor ve özellikle futbol, laubaliğe ve disiplinsizliğe kesinlikle müsamaha göstermez. İkinci yarıda, Beşiktaş seyircisi Fenerbahçe'yi küçük görmenin, Beşiktaş'lı oyuncular ise skordan dolayı Fenerbahçe'yi hafife almanın cezasını 15 dakikada yedikleri 3 golle çektiler. Biz bir derbiyi berabere bitirmenin çok ötesinde o beklediğimiz muazzam anı yaşadık; arayıp da bulamadığımız, bulup da çıkaramadığımız hırsı topyekun, tek yürek ortaya koyduk. Stattaki 2000 taraftar anlamlı şarkılar ve tezahüratlarla futbolculara değil yaşanana isyan ettiler. Bu isyana oyuncularımızda ortak olunca...Biz dün gece istersek yapabileceğimizi, tarihimizden gelen ruhumuza işlemiş direnişi, gücü ve büyüklüğü hatırladık ve daha da güzeli herkese hatırlattık.
Tüm bunlar güzel olan ve olması gereken reflekslerdi. Ancak maçın ilk yarısında ve sonunda yaşadığımız üzüntü ve öfkeden dolayı 'Ali Koç İstifa' yazanlar oldu. Olabilir, insanlar bir şekilde kendilerini ifade etmek istiyorlar. Maç sonunda mahcup da olsalar eminim ki böyle bir mahcubiyetten mutludurlar. Ancak her şeye rağmen, takımımız tarih yazarken, hala 'Yaşa Fenerbahçe, Ali Koç İstifa' yazan kişiler, maalesef geçen sene 'İnşallah yeniliriz de Aziz Başkan gider, Aykut Kocaman gider' diyen, şampiyonluğu kaybetmemize sevinen zihniyetin farklı özneleridir.
Protesto haktır, beğenmeme hakkı da bakidir ancak futbolcularımızı hataya sürükleyen 'köstek gücü' olan taraftarlık modelinin sonuçlarını artık anlamış olmamız lazım. Protestonun yeri ve şekli de hak olduğu kadar önemlidir. Twitter'da küçük düşürücü mesajlar, statta ıslıklar, lağım medyanın algı yönetimleri ile biz tüm futbolcularımızı kaybetme aşamasına geldik. Futbolun %50'si psikolojiktir çünkü futbol insanlarla oynanır. Belki oyuncularımız istediğimiz düzeyde değil ama bu yaklaşımla onları daha da aşağıya çekme konusunda herkes birbiriyle yarış halinde. Bu da Fenerbahçe düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyor elbette.
Hala 'oyuncularımız kötü, hakem verse nolur' sesleri duyuyoruz. Durumu tersine çevirirseniz daha iyi analiz edersiniz. Eğer hakem hakkınızı verirse, kötü de oynasanız, kazanırsınız, oyuncuların öz güveni artar ve artık hakem bir sonraki hesapta hata da yapsa oyuncularınız maça asılır. Siz şampiyon olduğumuz senelerde hakemlerin bize köstek olmaya çalışmadığını mı zannediyorsunuz. Türkiye'de son 15 sene de sadece Fenerbahçe şampiyon oldu. Hatırlayalım.
O nedenle, hakemlerin ve sistemin kıydığı sporcularımıza biz sahip çıkmalıyız. Haklarını aramalı, haklarını arayacak güveni onlara aşılamalıyız. Umarım bu maç bu konuda da bir milat olur ve yeniden takımı formasından çeken değil, yelkenlerine rüzgar dolduran taraftar oluruz. Öyleyse bağırın ulan 'Fenerbahçe Çok Yaşa' diye!!
25 Şubat 2019 Pazartesi gecesi İstanbul'un Dolmabahçe semti, bir saat arayla dönüşümlü olarak, kimi için buz gibi kimi için sımsıcak bir atmosfere sahne oldu. Beşiktaş, ilk 45 dakika sonunda, ikisini ilk 25 dakikada bulduğu üç golle soyunma odasına giderken, bu durum Fenerbahçe'nin genel tarihine aykırı, bu senekine durumu için olası ve gelecek için umut vadedici idi.
Umut vadedici idi çünkü artık kavga etme lüksümüz yoktu. Herkesin Fenerbahçe'si aşağılanıyordu; Ali Koç'un, Alex'in, Aykut Kocaman'ın, Aziz Yıldırım'ın, Ersun Yanal'ın, Volkan Demirel'in, Mehmet Topal'ın, herkesin...Bu ayrımı aslında biz yapmamıştık ama sonuçlarının buraya varacağını bilmeden bir girdaba kapılıp buraya kadar sürüklenmiştik.
Spor ve özellikle futbol, laubaliğe ve disiplinsizliğe kesinlikle müsamaha göstermez. İkinci yarıda, Beşiktaş seyircisi Fenerbahçe'yi küçük görmenin, Beşiktaş'lı oyuncular ise skordan dolayı Fenerbahçe'yi hafife almanın cezasını 15 dakikada yedikleri 3 golle çektiler. Biz bir derbiyi berabere bitirmenin çok ötesinde o beklediğimiz muazzam anı yaşadık; arayıp da bulamadığımız, bulup da çıkaramadığımız hırsı topyekun, tek yürek ortaya koyduk. Stattaki 2000 taraftar anlamlı şarkılar ve tezahüratlarla futbolculara değil yaşanana isyan ettiler. Bu isyana oyuncularımızda ortak olunca...Biz dün gece istersek yapabileceğimizi, tarihimizden gelen ruhumuza işlemiş direnişi, gücü ve büyüklüğü hatırladık ve daha da güzeli herkese hatırlattık.
Tüm bunlar güzel olan ve olması gereken reflekslerdi. Ancak maçın ilk yarısında ve sonunda yaşadığımız üzüntü ve öfkeden dolayı 'Ali Koç İstifa' yazanlar oldu. Olabilir, insanlar bir şekilde kendilerini ifade etmek istiyorlar. Maç sonunda mahcup da olsalar eminim ki böyle bir mahcubiyetten mutludurlar. Ancak her şeye rağmen, takımımız tarih yazarken, hala 'Yaşa Fenerbahçe, Ali Koç İstifa' yazan kişiler, maalesef geçen sene 'İnşallah yeniliriz de Aziz Başkan gider, Aykut Kocaman gider' diyen, şampiyonluğu kaybetmemize sevinen zihniyetin farklı özneleridir.

Hala 'oyuncularımız kötü, hakem verse nolur' sesleri duyuyoruz. Durumu tersine çevirirseniz daha iyi analiz edersiniz. Eğer hakem hakkınızı verirse, kötü de oynasanız, kazanırsınız, oyuncuların öz güveni artar ve artık hakem bir sonraki hesapta hata da yapsa oyuncularınız maça asılır. Siz şampiyon olduğumuz senelerde hakemlerin bize köstek olmaya çalışmadığını mı zannediyorsunuz. Türkiye'de son 15 sene de sadece Fenerbahçe şampiyon oldu. Hatırlayalım.
O nedenle, hakemlerin ve sistemin kıydığı sporcularımıza biz sahip çıkmalıyız. Haklarını aramalı, haklarını arayacak güveni onlara aşılamalıyız. Umarım bu maç bu konuda da bir milat olur ve yeniden takımı formasından çeken değil, yelkenlerine rüzgar dolduran taraftar oluruz. Öyleyse bağırın ulan 'Fenerbahçe Çok Yaşa' diye!!
Yorumlar
Yorum Gönder