Ben Sana Değil Etraftakilere Güvenmiyorum FENERBAHÇE'm
2018-19 sezonunun ikinci yarısı 21.Ocak'ta Bursa deplasmanı ile başladı. Tamamlanan üç maçta Fenerbahçe, iki galibiyet ve bir beraberlik alarak ilk yarında performansından farklı bir performans sergiledi. Ancak ikinci yarıda şimdiye kadar değişmeyen en önemli konu hakemlerin anlamsız tutumu oldu. Pozisyonlarda takdir hakkına yer bırakmayacak VAR sistemine rağmen halen bazı pozisyonlarda oyuncularımıza yapılan hareketleri es geçen, hakkımız olan kararları lehimize vermeyen bu hakemler, daha önce de dile getirdiğimiz FETÖ'nin hiç sirayet etmediğine inanılan TFF ayağındaki rahatlığın yansımasıdır.
Türkiye'de her yere girmiş olan FETÖ, sözde şike davasının çökmesi ve şike kumpası davasında sanıkların itiraflarına rağmen halen futbol ve sporun ince dehlizlerinde aranmamakta ve gerekli önem halen verilmemektedir. Öyle ki, sadece futbol bir ülkenin dış dünyadaki yüzü, bu ülkede ise damarlarındaki kan gibidir. Ancak halen damarlardaki kan temizlenmemiştir. Geçen haftalarda görülen şike kumpası davası halen istenen hızda ilerlemediği gibi, sözde şike davasından beklenen beraat kararı ise gecikmiştir ve gecikmeye de devam etmektedir.
Sözde şike davasının kararı temyizde neden gecikmektedir? FETÖ'nin halen aktif ve etkili olduğundan hesapla, olası arka plandaki her türlü engellemeler bir yana, davaya atan ilk iki hakim heyetinin de FETÖ sanığı çıkması nedeniyle üçüncü hakim heyetinin kararı beklenmektedir. Neredeyse 3,5 yıldır. Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi aynı kalem davalar ile ilgili kararlar verilmişken bu bekleme bile FETÖ'nin spor dünyasındaki etkinliğini anlatan bir delil gibidir.
Fenerbahçe yıllar önce istibdat yönetimine, işgal kuvvetlerine, darbecilere, terör örgütlerine direnmiş bir kimlikle, halkın takımı olarak, hak etmediği bir yerde sorgu sandalyesinde masumiyet nişanesinin takılmasını beklemektedir. Fenerbahçe ruhundan nasiplenmemişlerin anlayamadığı nokta, bugün olduğu gibi tarihi kötü bir sezonun ortasında dahi olsak, bu davadan, hakkımızdan ve haklılığımızdan vazgeçmeyeceğimiz olduğudur.
Türkiye'de her yere girmiş olan FETÖ, sözde şike davasının çökmesi ve şike kumpası davasında sanıkların itiraflarına rağmen halen futbol ve sporun ince dehlizlerinde aranmamakta ve gerekli önem halen verilmemektedir. Öyle ki, sadece futbol bir ülkenin dış dünyadaki yüzü, bu ülkede ise damarlarındaki kan gibidir. Ancak halen damarlardaki kan temizlenmemiştir. Geçen haftalarda görülen şike kumpası davası halen istenen hızda ilerlemediği gibi, sözde şike davasından beklenen beraat kararı ise gecikmiştir ve gecikmeye de devam etmektedir.
Sözde şike davasının kararı temyizde neden gecikmektedir? FETÖ'nin halen aktif ve etkili olduğundan hesapla, olası arka plandaki her türlü engellemeler bir yana, davaya atan ilk iki hakim heyetinin de FETÖ sanığı çıkması nedeniyle üçüncü hakim heyetinin kararı beklenmektedir. Neredeyse 3,5 yıldır. Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi aynı kalem davalar ile ilgili kararlar verilmişken bu bekleme bile FETÖ'nin spor dünyasındaki etkinliğini anlatan bir delil gibidir.
Fenerbahçe yıllar önce istibdat yönetimine, işgal kuvvetlerine, darbecilere, terör örgütlerine direnmiş bir kimlikle, halkın takımı olarak, hak etmediği bir yerde sorgu sandalyesinde masumiyet nişanesinin takılmasını beklemektedir. Fenerbahçe ruhundan nasiplenmemişlerin anlayamadığı nokta, bugün olduğu gibi tarihi kötü bir sezonun ortasında dahi olsak, bu davadan, hakkımızdan ve haklılığımızdan vazgeçmeyeceğimiz olduğudur.
Yorumlar
Yorum Gönder