27 Aralık 2021 - Rönesans
Öğleden sonra bir mesajda kararı gördüm. Ama ihtimal vermedim. Bu çıkmaza o kadar alışmışız ki böyle bir kararın sessiz sedsız alınacağına ve hatta sırada bir haber gibi kalacağına da ihtimal vermemişim. Ama doğru haberdi. Şekip Mosturoğlu'nun kendi tweet'ini gördükten sonra ikna oldum. Bu iş BİTTİ! Fenerbahçe en sonunda tüm hukuki yollardan 3 Temmuz yolunu bitirdi.
Yargıtay Kararı |
Kasım 2010 yılında İzmir'den İstanbul'a taşındıktan sonra, babam ilk defa bizi Temmuz 2011 yılında ziyarete gelmişti ve 3 Temmuz sabahı hasta Fenerbahçeli olan babam beni "Sertaç kalk Aziz Yıldırım'ı almışlar" diye uyandırdı. İnanılmaz bir şoktu ama ilk dakikadan itibaren hiç inanmadık. Çünkü ben o stattaydım, maçları izledim. Başkanımız Aziz Yıldırım, teknik direktörümüz Aykut Kocaman, yöneticimiz babamın hayranı olduğu Cemil Turan'dı. Bu blogda'da yazdığı gibi Haluk Ulusoy döneminden beri sistematik olarak Fenerbahçe algısı bildiğimiz bir düşmanlıktı.
Aradan geçen 10.5 sene de babam Fenerbahçe'nin beraat haberini göremeden rahmetli oldu. Ve nice Fenerbahçeliler. Onların acısı sizin üzerinizde olsun, bu sürece vesile olan, bu enkaz iddalara tek bir taş koyan, göz yuman, her kim varsa...
Haklıydık, kazandık! Ama bu acıyı yaşayanaların ve babamın nezdinde beraati göremeden gidenlerin hatrına tüm bu yapılanların manevi ve maddi karşılıklarını almalıyız. Fenerbahçe'nin kaybolmayan itibari karşısında bu çetelere boyun eğdirilmeli ve insanlara zarar verecekleri her ne varsa el çektirilmelidir. Çıkıp TV'larda özür de dilememeliler. Üzülmelerini beklemiyorum. Üzülmek, utanç duymak onlar için fazla insani değerler. Bünyeleri kaldırmaz. Ama maddi tazminatlar en ağır şekilde federasyonundan, UEFA'sına, bakanlığından, Toroğlu'na kadar herkesten alınmalı ve arkası bırakılmamlıdır.
Bizi sultanlar yıkamadı, üzerinde güneş batmayan İngiliz yıkamadı, dönemin kudretli (!) erkleri siz de yıkamadınız.
Yaşa Fenerbahçe!
Yorumlar
Yorum Gönder