Taraftar ve İsyan

Geçen zaman içinde futbol kulüpleri, dernekleri ve taraftar grupları ile milyonları yönlendiren birer sivil toplum kuruluşu oldu. Bundan tam bir sene önce bir derbi sonrası devletin polisi bir halk ayaklanmasını ülkede uzun yıllardır görülen en sert ve acımasız şekilde bastırmıştır. Maçtan saatler önce başlayan kışkırtmalar maç sonunda sonuca ulaşmış, 'Cemaat dışarı' tezahüratı sonrası gelen müdahale insanları can pazarına, isyana ve bir ayaklanmaya sürüklemiştir. Olay 'hazmedemeyen teröristler' başlığı ile gömülmeye çalışılmış ve çevreden de destek görmüştür. O gün, geçen haftalarda Galatasaray'lı, dün Beşiktaş'lı ve her sene 1.Mayıs'ta binlerce insanın yaşadığı trajedinin kat kat fazlası yaşanmıştır. Öyle ki halen helikopterden gaz sıkılan bir olaya şu ana kadar rastlanmadı. Geçen zamanda, Galatasaray'lıların sahaya girmesinden de anlaşılmıştır ki geniş alan olduğu için en güvenli yer saha içidir, insanlar nişan alınarak gaz bombaları atılmaktadır ve dün Beşiktaş'lıların gaz sonrası başbakanlık binasını taş ve şişe yağmurunu tutmasından da anlaşılacağı gibi biber gazının acısı her şeyi yaptırabilir.

“taşın da kalbi yoktur ama onu da bir yosun sarar”
YanıtlaSil…aslında bir futbol takımını hiç karşılıksız sevebilecek kadar hep 13 yaşında kalabilmiş biz de;
Fenerbahçe’yi entel sanat galerisindeki bir resmi, nadide bir kaliteli şarabı sever gibi değil,
Her gün tartıştığın ağır depresif bunalımdaki arabesk sevgiliyi, okulda hep kavga edip 7 zayıf getiren hayta oğlunu ya da –belki en önemlisi- bütün umutsuzlukları, başarısızlıkları, para kazanamamışlıkları, tutmayan planlar, uymayan hesaplarıyla kendi hayatımızı, yani kendimizi, diyet dinlemeyen, spor nedir bilmeyen, ödemeleri hep 90+5’e bırakan kendimizi sever gibi, yüzyıllık yalnızlığımızı sever gibi seviyoruz.
“5 istediler 6 attık, 10 istediler zaman yetmedi”
DANTE