TAM BAĞIMSIZ FENERBAHÇE

Kendisini sevmem. Söylediklerinden fazlası olduğuna da olaya şahit olanlar anlatıyor. Tarihe not düşelim; şuraya bırakalım ifadeyi: https://x.com/skyspor_tr/status/1695435850161537494?s=43&t=SKvt4tbGujW7oCysbcI4EQ

  Hiç söze gerek yok. Yıllardır söylediklerimizin vücut bulmuş hali :

3 Temmuz 2011'de düzenlenen 'sözde' şike operasyon sonrası 364 gün tutuklu kalan eski başkanımız Aziz Yıldırım'ın Hazine'ye açtığı tazminat davasında,  Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesi, başkanımızın,  maddi olarak 8 bin TL zarara uğradığını ve manevi tazminat ile beraber toplam 108 bin TL'nin 3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren işletilecek faizle birlikte kendisine ödenmesine hükmetti. 3 Temmuz sözde şike soruşturmasında yaptıkları usülsüzlükler ve iftiralar nedeniyle insanlara ve insanlar üzerinden Fenerbahçe kulübüne yaşatılanların tazminatları ödenmeye başladı. Yapılanları hiçbir şekilde yok etmese ve hafızalarımızdan silmese de bir başkasına bir daha iftira atılmaması ve karalanmaması için oldukça önemli bir viraj dönülüyor. Ve elbette bu tazminatlar yaşanan mağduriyet sonucunda kazanılan hukuk zaferinin bir taçlanması olarak da görülmelidir.  Kaynak: https://ajansspor.com/haber/aziz-yildirima-3-temmuz-tazminati-627717

Maalesef bu bilgiler artık kimsenin ilgisini çekmiyor. Çünkü vicdansız zihinlerde bir karar verilmiş, olmayan olsa güzel olurdu mantığıyla cezalar kesilmiş. Öyle olmasa bu haber tek bir gazetecinin haberi değil ateş topları ile ülkenin gündemi olurdu.  15 Eylül 2022 tarihli Aytunç Erkin'in haberi:  “Aziz Yıldırım kö…ği yakında gününü görecek” - Aytunç ERKİN - Köşe Yazıları – Sözcü (sozcu.com.tr) Bir feto itirafçısının yaptığı br çok iftirada Fenerbahçe eski başkanı Aziz Yıldırım ve dolayısıyla Fenerbahçe'mizin adı da geçiyor. Planlanan kumpasın çok önceden hazırlandığını bir kez ortaya koyan bu haber aslında malumun bir kere daha ilanı... Bu itirafta, ifade olarak, Aziz Yıldırım ve eski yöneticilerimizin FETO'cu hakim ve savcılara karşı açtığı davada bulunuyor. Şimdi vicdanlarının tozlarının atılıp yeniden adalet, insanlık ve yüzleşmlerin yeşereceği günlere beklemek üzere bu belgeyi de buraya not düşüyoruz.

 Her biri birbirinden kıymetli açıklamlar:  Sıfır Tolerans var mıdır yok mudur?

Çok lafı uzatmaya gerek yok. Savaş'ın aşağıdaki tweet'i anlatmış ama hala maç satın alarak, teşvik primi vererek kazanamadıkları kupayı, terör örgütleriyle çalmaya çalışanlar pervesızca ahlak dersi vermeye kalkıyor. Elbet bir gün bu arsızlara had bildirecek bir savcı ve hakim çıkar, çıkacak iklim gelir.  

Mehmet Yıldız, İlhan Cavcav, Mesut Bakkal, adını bile anmak istemediğim Erman Toroğlu, eski futbolcu ve yeni hocaların itiraflarına Galatarasaray'ın ünlü kalecisi Hayrettin'de eklendi. Hayrettin Demirbaş. Kendisini 80'li yıllarda Simoviç'in ardından Galatasaray kalesini almasıyla, değişik tavır ve tutumları ile tanıyoruz. Tabi bir Fenerbahçeli olarak Rıdvan Dilmen'e saldırısı ve dövmeye çalışması ile biliriz. Ama şimdi hafızamızda daha fazla yer etmek için bir de 1992 yılındaki Beşiktaş maçı ile ilgili söylediklerine bakalım: 92'de Beşiktaş'a 4-3 yenildik, Beşiktaş şampiyon oldu. Galatasaray şike yapmaz. Ben o gün, en iyisini yapmaya çalıştım. Bazı arkadaşlarım resmen bıraktılar, neden? Fenerbahçe olmasın da, Beşiktaş şampiyon olsun diye... Sözde şike soruşturması devam ederken dönemim başbakanı şikeyi kişilere bağlamayı ve kulüplerden ayrı tutmayı düşünmüş ve bu konuda beyanatlar vermişti. O zaman ne demiştik: 'Yok öyle'. Bugün de aynen durum budur....